26 Mayıs 2013 Pazar

aşk

Neydi aşk?
Bir türlü tanımlayamadığımız bir duygudur aşk. Sayfalarca anlatsan, ciltlerce kitap yazsan, gene anlatamazsın. Hep bir şeyler eksik kalır, anlattıkların o eksik olanların yanında kocaman bir hiç olur. Tanımlayamamaktır aşk. Anlatamamaktır. Bir bakışa yeryüzünün en büyük şairlerinin, yazarlarının, aşıklarının anlatamadığı şeyleri sığdırmaya çalışmaktır. Bir gülüşe sığınmaktır. Bazen çelişkilerin içerisinde kalmaktır. Bazen kendine yalan söylemektir. Bazen bile bile gitmektir. Gitmek istemediğin halde gitmektir, gitmek zorunda kalmaktır. Anlamsız gurur yapmaktır aşk, dinlediğin her şarkının anlamlı gelmesidir. Karşılıksız sevmektir. Acaba bugün onunla karşılaşır mıyım diye paranoyalar üretmektir. Ona çaktırmadan bakmaktır. Özlemektir, hem de deli gibi özlemektir. Kokusunu, ses tonunu, kavgalarını, ona ait olan ne varsa, güzel ya da çirkin her şeyini özlemektir. 

Ne yaparsan yap, kendine verdiğin sözlerin bile bir noktadan sonra anlamsız olmasıdır aşk. Yelkenleri suya indirmektir. Unuttum diye kendini kandırmaktır, unutmamaktır. Her gördüğünde mütemadiyen bir bungee jumping yapma halidir, adrenalin salgılamaktır aşk. Ona bakınca gözlerinin içinin gülmesidir, onun da bunu fark ettiği o andır aşk.

Kim ne derse desin, her türlü çirkinliğe, kire bulaşmış dünyanın kirletemediği, kirletemeyeceği tek duygudur aşk. 

23 Mayıs 2013 Perşembe

gitmek

Ne onunla olur; ne de onsuz olur. Çelişkilerin ortasında bırakır seni..
Sigaranın zararını bile bile içen bir tiryaki gibi, tuttuğu takımın mağlup olacağını bildiği halde maça giden bir taraftar gibi, 

Olmayacağını bilerek gidersin peşinden. Sadece gidersin. Neden gittiğini bilmeden, sebepsiz, çıkarsız...İçinden bir ses "git" dediği için gidersin.

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Yapar

 Yapmaz deme!
 Yapar, her şeyi yapar şu insanoğlu. İçinde türlü türlü kıskançlık, bencillik taşır. Kendi çıkarı için gözü hiçbir şeyi görmez. Her şeyi yapar. Yapmaz dediklerini yapar, yapar dediklerini yapmaz.
 Şaşırtır seni. Yapmaz deme işte! Ya da de, gör bak yapacak, çıkarı için her şeyi yapacak, şaşırtacak seni...

                                                                                                       Hakan Altay

17 Mayıs 2013 Cuma

44421214

Her şeyde biraz biraz ondan var, sana onu anımsatmak için... 
Her rüyada, şarkıda, sokakta, hayalde, masalda, mesajda, telefon çalışında, filmde; her şeyde biraz biraz ondan var. Saklanmış, seni bekliyor.

Unutmaman için... Hiçbir şeyin eskide kalmaması için...

Anla bunu artık!

                                                          Hakan Altay


Özlemek

Özlemek. Ama nasıl?
Bir daha hiç olmayacak şeyleri özlemek mesela. Gözlerinin içine bakarak gülümsemesini özlemek, saçma sapan tavırlarını özlemek. Dünyanın en zor, en dayanılmaz duygusu... Boğazına bir yumruk gibi inecek şekilde, insanı çaresiz olduğunu hissettirecek şekilde özlemek.

Özlemek işte! Bir çocukluk anısını, bir tren yolculuğunu, bir sevgili gülüşünü, bir anne yemeğini, bir şehri, bir mevsimi, bir martı çığlığını, bir kış sobasını; bilmeden, anlamadan özlemek.

Kıymetini bilinmeyen zamanların, intikam alırcasına sende bıraktığı o önlemez his, tüm yüreğinle hissettiğin, paylaştıkça artan, insanı mahveden bir yangın...ÖZLEMEK.

                                                                                  Hakan Altay


16 Mayıs 2013 Perşembe

Anlayacak

Konuşsan, anlatsan her şeyi. Bir şeyler hep eksik kalacak, anlatamayacaksın. En iyisi, tüm söylemek istediklerini, bir gülüşe bir bakışa sığdırmak. Ciltlerce kitap yazsan, saatlerce konuşsan, gene de anlatamazsın. Gene de bir şeyler hep eksik kalır. Gene de...

Sen en iyisi şöyle bir bak, gül! O her şeyi anlayacak.

                                                                                   Hakan Altay                                                            

10 Mayıs 2013 Cuma

Boşluk

Dünyaları önüne ser, en çok sen sev, en çok sen özle... Ne yaparsan yap!
Her zaman içinde bir boşluk kalacak. Hiç kimsenin,  hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk.

O boşluk içinde hep kalacak işte!
O boşluk hiçbir zaman dolmayacak.  Bir süre sonra anlayacaksın ki aslında o boşluk sensin. Senin   bitmeyen yalnızlığın. Tüm benliğinle, yalanlarınla, gerçeklerinle, yanlışlarınla,  doğrularınla, derdinle, sevinçlerinle,  hüzünlerinle, özlemlerinle, aşklarınla, sevginlerinle,  kavgalarınla; velhasıl-ı kelam hayatın omzuna yüklediği her ne varsa, her şeyinle sensin o boşluk.

O boşluğa baktıkça her daim sıkıldığını ve yalnızlaştığını hissedeceksin. Senin sen olduğunu, biricik olduğunu ve Samanyolu galaksisinde var olan milyonlarca gezegenden sadece birinde, tek başına olduğunu sana iliklerine kadar hissettirecek...

Hiç dolmayacak.        
                                                                          Hakan Altay


7 Mayıs 2013 Salı

Şarkı

Vazgeçmek istersin. İstediğin için değil; mecburiyetten... Sevmemek istersin, hani Şebnem Ferah diyor ya: "Sil baştan başlamak gerek bazen..." Aldanırsın şarkılara. İnanırsın. Vazgeçmek gerek diye düşünürsün. Biri sorduğunda, "öyle olması gerekiyordu" tarzında beylik cevaplar vermek için...Kalbini bunaltan, yanaklarını ıslatan ne varsa hepsi için böyle yapmak istersin.

Yapamazsın ama... Neden yapamadığını bir türlü bilemeyerek yaşarsın öyle. Bir gülüş, bir bakış, bir merhaba, bir günaydın mesajı, bir nasılsın sorusu sana her şeyi unutturur.  Tüm şarkıları sil baştan yazarsın. 

VAZGEÇEMEZSİN.

                                                                                                         Hakan Altay