27 Temmuz 2013 Cumartesi
17 Temmuz 2013 Çarşamba
Ümit
Bazı ümitler vardır ki; ümit ettiğin şeyin gerçekleşmesi o ümitten daha güzel değildir.
O yüzden bazı insanlar hiç gelmemeliler;
Belki gelseler, bu kadar güzel olmayacak. Onların geleceğini ümit etmek, gelmelerinden daha güzel.
Bir ümidin olduktan sonra, başını yastığa koyduğunda düşündüğün biri varsa, o mutluluk yeter sana!
O yüzden bırak gelmesinler, tüm ümidini her şeyi mahvetme şansı verme ona!
Gelince her şey güzel mi olacak? Geldikçe çirkinleşen o kadar insan var ki...
Ben sana baştan söyleyeyim;
Hiçbir şey o ümidin gerçekleşmesini beklemek kadar güzel olmayacak. Bu durum, hayatın acımasız ama tuhaf gerçeği.
Sen de hayatla olan bu savaşında, kuralına göre oyna işte! Gelmesin, o güzel ümidine sarıla sarıla uyu!
Hakan Altay
O yüzden bazı insanlar hiç gelmemeliler;
Belki gelseler, bu kadar güzel olmayacak. Onların geleceğini ümit etmek, gelmelerinden daha güzel.
Bir ümidin olduktan sonra, başını yastığa koyduğunda düşündüğün biri varsa, o mutluluk yeter sana!
O yüzden bırak gelmesinler, tüm ümidini her şeyi mahvetme şansı verme ona!
Gelince her şey güzel mi olacak? Geldikçe çirkinleşen o kadar insan var ki...
Ben sana baştan söyleyeyim;
Hiçbir şey o ümidin gerçekleşmesini beklemek kadar güzel olmayacak. Bu durum, hayatın acımasız ama tuhaf gerçeği.
Sen de hayatla olan bu savaşında, kuralına göre oyna işte! Gelmesin, o güzel ümidine sarıla sarıla uyu!
Hakan Altay
10 Temmuz 2013 Çarşamba
AŞK;
Kimi zaman tuttuğun takımın renkleridir AŞK
Kimi zaman sevdiğin bir şehirdir.
Kimi zaman küçük bir gülümsemedir
Kimi zaman ilahidir.
Kimi zaman imkansızı istemektir.
Kimi zaman birilerinin asla yapamadığı şeyleri yapmaktır.
Kimi zaman yaptığın işindir.
Kimi zaman karşılıksızdır.
Kimi zaman yaşadığın zamana ve mekana aykırı olandır.
Kimi zaman çok saçmadır.
Hayatı anlamlandırma çabası içerisinde olan insan; Birileri için her ne kadar çok saçma ve anlamsız olsada hayatın saçmalığından, sıkıcılığından kaçmak için bir şeylere sarılır.
Sarıldığın şeydir AŞK.
Hakan Altay
7 Temmuz 2013 Pazar
Gel işte
Gel. Aniden gel ama; sabahın altısında, gecenin bir yarısında gel! Her şey tam bitti dediğim an da, ben hiç hazır değilken gel! Sebepsizce başlayan bir sancı gibi, gecikmeli bir trenin gelişi gibi, en sevdiğim şarkının radyodan bir anda çalışı gibi, eski bir fotoğrafın ortaya çıkışı gibi gel.
Çayın içinde yamulmuş petibörü bardağın içine düşmeden ağza atar gibi, mağazada denediğim pantolonun üzerime tam olması gibi, aylar sonra giyilen montun cebinden bulunan kağıt para gibi, sigara paketinde bulduğun son sigara gibi, buzdolabını açtığımda karşılaştığım sütlaç gibi gel!
Gel işte, bırak şu inadı! Sen gelirsen, bu şehir daha güzel olacak.
Hakan Altay
2 Temmuz 2013 Salı
Evet
Kalabalıklar içerisinde onun yüzünü aradın mı hiç? Karşından yürüyerek gelen birini gördüğün zaman "o mu yoksa şu gelen," diye iç geçirdiğin oldu mu? Otobüse, vapura, trene "acaba o da burada mıdır," diye bindiğin oldu mu? Her telefon çaldığında arayanın o olduğunu zannettin mi? Gece uyurken en son düşündüğün kişiyle sabah uyandığında ilk düşündüğün kişi aynı kişi oldu mu? Hani olur da belki yine buradan geçer diye bir durakta, bankta, parkta sebepsizce beklediğin oldu mu? Çaktırmadan bakıp göz göze gelmeyi delice istediğin biri oldu mu?
Bu sorulardan herhangi birine vereceğin cevap "evet" ise sen de gerçekten sevmişsin. Sezen Aksu diyor ya: Ciğerlerin sökülürcesine sevmek...Öyle sevmişsin. Belki o insan bunu anlamayacak kadar şapşal olabilir ama bir gerçek var: Sen de sevmişsin, aşık olmuşsun. Hem de ciğerlerin sökülürcesine... Gerisinin ne önemi var?
Hakan Altay
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)