28 Kasım 2012 Çarşamba

Bırak Üşüyelim Biz

Ben  ne zaman üşümem biliyor musun? Şöyle ağız tadıyla kavga edemezsek üşümem, şöyle tuzumuz biberimiz olan kıskançlıkların olmasa üşümem, şöyle çelişkilerinle zihnimde tsunamiler oluşturmazsan üşümem. Üşümem işte. Bunlar olmazsa bilirim ki yalnız, berbat bir adamın teki olurum.

Ben üşümeyi severim. Kıskançlıklarını, sessizliklerini, gürültülerini, çelişkilerini seviyorum. Onlar ne kadar görmezden gelmeye çalışsak da bize ait. Aynaya baktığımızda görmeyi istemediğimiz yüzümüzdeki izler gibi... Mükemmel olan bir şey yok. Varsa da her mükemmel olan kendi içerisinde bir sıkıcılık barındırıyor. Şarkılardan, filmlerden ya da kalın çerçeveli gözlük takıp, tuğla kalınlığında kitaplar yazan bilge adamlardan öğrenmedim bunu, kendim öğrendim. Sen öğrettin.

Öyle ya da böyle geçip gidecek işte hayat. Eğer ağız tadıyla kavga etmeden, gürültüsüz, kıskançlıklar ve nedensiz sessizlikler olmadan, sorunsuz geçecekse geçmesin.

Bırak üşüyelim biz. Sarılmak için bir nedenimiz olsun.        
                                                                                                             Hakan Altay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder