21 Aralık 2012 Cuma

Yaşanmamışlıklar

Her gidiş geride bazı paranoyaklıklar bırakır. İnsan yitik bir aşkın sonrasında sebepsizce aramaya başlar onu... Belki onunla bir daha asla olmayacağını/olamayacağını da bilir ama insan bu, hiç vazgeçer mi? Vazgeçmez. İnsanların yüzüne sebepsizce "Acaba o mu? " diye bakar durur. İster ki o olsun. İster ki gözlerinin içine baksın, ister... İnsan bu, ne olursa olsun ister bunu...

İster çünkü hiç kimsede o yüzün sıcaklığını göremez, ister çünkü hiç kimse suratına onun gibi bir gülüşü yakıştıramaz, ister çünkü hiç kimse ona onun gibi bakamaz, ister çünkü hala yaşanmamış bazı şeyler vardır içinde. O yaşamadıklarını da onunla yaşamak ister. Aradaki tüm o engellere rağmen ister bunu, o yüzden her gördüğünü ona benzetir. Benzesin ya da benzemesin, benzetir insanları ona, bir şekilde benzetir. "Aynı onun gibi gülüyor, aynı onun gibi bakıyor, aynı onun gibi yürüyor" der. Der bir şeyler ama bilir de, hiç kimse onun gibi gülemeyecek, hiç kimse onun gibi bakamayacak, hiç kimse onun gibi yürüyemeyecek... Bunu bile bile yaşar. Hep bir yaşanmamış duygular vardır içinde, söylenmemiş şarkılara benzer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder